Cenab-ı Allah’ın Yolunda Yapılan Harcamalar Hayırlara Vesiledir İ
nfak, Cenab-ı Allah’ın rızasını kazanmak için yapılan harcamadır. Müminler için manevi bir arınma ve temizlenme vesilesidir. İnsan sevdiği, değer verdiği şeyleri yalnızca Allah dilediği için, O'nun hoşnutluğunu kazanmak için seve seve gözden çıkarıyor, feda ediyorsa ancak o zaman yaptığı infakın Allah Katında bir anlam ve değer kazanmasını umut edebilir. Mümin bu şekilde Allah'ın rahmet ve hoşnutluğunu dünyadaki hiçbir şeye değişmeyeceğini kanıtlamış olur. Bu davranışıyla, Allah'ın rızasını ve rahmetini kazanmaya muhtaç olduğunu, sonsuz rahmet sahibi Cenab-ı Allah’ın herşeyden münezzeh olduğunu ifade etmiş olur. İnsanı maddi ve manevi kirlerden temizleyen, nefsini eğiterek Cenab-ı Allah'ın hoşnut olduğu bir ahlaka erişmesine vesile olan en önemli ibadetlerden birisi, Allah yolunda ve hayır için yapılan harcamalardır. Allah Peygamber Efendimiz (sav)’e müminlerin mallarından sadaka almasını bu şekilde onları temizlemesini bildirmiştir. Ayette şöyle hükmedilmektedir:
Onların mallarından sadaka al, bununla onları temizlemiş, arındırmış olursun... (Tevbe Suresi, 103)
Ancak, insanların temizlenip arınmalarına vesile olan harcamalar, Kuran-ı Kerim’de bildirildiği şekilde yapılan harcamalardır. İnsanlar yolda gördükleri dilencilere bozuk paralarından biraz verdiklerinde, eski kıyafetlerini fakir gördükleri bir iki kişiye dağıttıklarında veya aç gördükleri birini doyurduklarında, üzerlerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirdiklerine inanırlar. Bunların hepsi elbette Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapıldığında Allah Katında sevabı olduğu umulan davranışlardır. Ancak, Cenab-ı Allah'ın Kuran-ı Kerim'de bildirdiği sınırlar vardır. Örneğin Allah, ihtiyaçlardan arta kalanın infak edilmesini kullarına şöyle buyurmuştur: ... Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "İhtiyaçtan artakalanı. Böylece Allah, size ayetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz;" (Bakara Suresi, 219)
İhtiyaçtan Arta Kalanını İnfak Etmek Nasıl Olur?
İnsanın dünya hayatında yaşaması için gerekli olan ihtiyaçları çok azdır. İnsanın ihtiyaçları için kullandığı miktar dışında sahip olduğu mal ihtiyaçtan arta kalan demektir. Önemli olan neyin harcandığı değil, kişinin samimi olarak verebileceği neyse onu vermesidir. Allah herşeyin doğrusunu bilir ve ayette bildirdiği “ihtiyaçtan artan kalanı” hükmüyle insanların ihtiyaçlarından arta kalan miktarın ne kadar olduğunu imtihan gereği tamamen insanın aklına ve vicdana bırakmıştır. Dünya hırsı olmayan, dünya hayatının geçici süslerine kanmayan ve ömürleri boyunca ahiret hayatları için çalışan müminler için infak şevkle yerine getirdikleri bir ibadettir. Cenab-ı Allah, içinde bulunduğu gaflet nedeniyle dünya hırsı olanların veya içinde biraz bile dünyaya bağlılığı bulunanların da mallarından infak ederek arınmalarını ve dünya hırsını bırakmalarını istemiştir. Şüphesiz bu, müminlerin ahiretleri için çok önemli bir ibadettir.
İnsanın İhtiyaç İçinde Olanlara Sevdiği Şeylerden Vermesinin Önemi
Bazı insanlar, başkalarına bir iyilikte bulunacakları zaman, bu yapılan iyiliğin kendilerine hiç dokunmamasını isterler. Örneğin ihtiyaç içindeki birine eşyalar verecek biri kendi sevmediği, belki hiç kullanmadığı eşyaları verir. Allah Kuran-ı Kerim’de kişinin kendisine uygun görmediği, eski bulduğu, kullanılmayacağına kanaat getirdiği mallarından ziyade, sevdiği beğendiği eşyalarından infak etmesinin makbul olduğunu bildirmiştir. Sevdiği şeyleri infak etmek, bir insanın nefsine bir an için zor gelebilir. Ancak insanın temizlenmesi ve iyiliğe erişebilmesi için böyle bir fedakarlıkta bulunması gerekir. Bu, Cenab-ı Allah'ın bize bildirdiği önemli bir sırdır. Allah bunun dışında insanın asla iyiliğe eremeyeceğini bildirmiştir: Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir. (Al-i İmran Suresi, 92) Ey iman edenler, kazandıklarınızın iyi olanından ve sizin için yerden bitirdiklerimizden infak edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki, şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, övülmeye layık olandır. (Bakara Suresi, 267) İnfak olarak, hoşlanmadığı, hatta hakir gördüğü şeyleri vermeye kalkışmak görüldüğü gibi ayette men edilmiştir. Görünürde infak etmiş olmak maksadıyla böyle bir davranışta bulunmak, kişiye Allah Katında bir sevap kazandırmayabilir. (Doğrusunu Cenab-ı Allah bilir.) Bu yüzden mümin yukarıdaki ayette bildirilen ve Kuran ahlakına aykırı olan bu hatadan titizlikle sakınmalıdır.
Müminler Gösteriş İçin İnfakta Bulunmaktan Kaçınırlar
İnfak etme konusunda Allah'ın Kuran-ı Kerim’de hoşnut olmayacağını bildirdiği bir diğer tavır ise, bu ibadete gösterişin karışmasıdır. Gösteriş amacıyla infak etmek, inkar edenlere özgü bir davranıştır. Bu önemli gerçek, bir ayette şöyle haber verilmektedir: Ve onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye infak ederler, Allah'a ve ahiret gününe de inanmazlar. Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o. (Nisa Suresi, 38) Ayette gösteriş için infak etmek, iman etmeyen insanların bir özelliği olarak haber verilmiştir. Ancak müminler de kendilerini böyle bir hatadan müstağni görmemeli, infak ederken bilinçaltlarında da olsa, niyetlerine, saf Allah rızası dışında amaçların, beklentilerin karışmamasına dikkat etmelidirler. "İnfak etmedi, az verdi demesinler", "Kınamasınlar","Canını malını satmış, takva sahibi desinler", "En çok infak eden desinler", "Çok üstün bir imana sahip desinler", "Daha çok itibar etsinler, sevgi ve saygı göstersinler", "Makam, mevki, imkan versinler" gibi şeytani telkinlerin, fark etmeden niyetlerine karışıp salih amellerini bozmasına asla fırsat vermemelidirler.
Allah Yolunda Yapılan Harcamalar, İnsanı Allah'a Yakınlaştırır
Bir Müslüman için hiçbir şey, Allah'ın hoşnutluğundan ve O'nun sevgisini kazanmaktan daha üstün değildir. Mümin hayatı boyunca sürekli olarak kendisini Allah'a yakınlaştıracak vesileler arar. Allah bir ayetinde müminlere şöyle buyurur: Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cehd edin (çaba gösterin), umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Maide Suresi, 35) Allah Kuran'da müminlere bir sır ve bir müjde olarak yaptıkları infakların Kendisi'ne yakınlaşmaya sebep olduğunu bildirmiştir. Bu nedenle sevdiği şeylerden ve ihtiyaçlarının arta kalanını infak etmek, Müslümanlar için bir zorluk değil, aksine Allah'a olan bağlılıklarını ve sevgilerini gösterecekleri çok değerli bir fırsattır. Konu ile ilgili ayet şöyledir: "Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah Katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları Kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir." (Tevbe Suresi, 99)
İnfak Etmek İçin Yapılan Harcamanın Allah Katındaki Güzel Karşılığı
Cenab-ı Allah'ın infak konusu ile ilgili olarak bildirdiği önemli bir sır vardır. Bu sır, kişinin aslında bir fedakarlık yaparak infak ettiği şeyin mutlaka kendisine geri döneceğidir. Unutmamak gerekir ki bu, Cenab-ı Allah'ın önemli bir vaadidir. Yoksulluk korkusu yaşamadan Allah yolunda mallarını infak eden müminler, hayatları boyunca hiç ummadıkları nimetlerle rızıklandırılırlar. Hayır olarak infak ettikleri herşey hayır olarak kendilerine döner. Allah'ın bu vaadinin bildirildiği ayetlerden bazıları şöyledir: Onların hidayete ermesi, senin üzerinde (bir yükümlülük) değildir. Ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir. Hayır olarak her ne infak ederseniz, kendiniz içindir. Zaten siz, ancak Allah'ın hoşnutluğunu istemekten başka (bir amaçla) infak etmezsiniz. Hayırdan her ne infak ederseniz -haksızlığa (zulme) uğratılmaksızın- size eksiksizce ödenecektir. (Bakara Suresi, 272) De ki: "Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletip-yayar ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz, O (Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Sebe Suresi, 39) Müminler mallarını ve canlarını infak ederken sadece Allah'ın rızasını ve cennetini isterler, ancak ayetlerde görüldüğü gibi, Allah'tan bir sır olarak her ne infak ederlerse kendilerine geri ödenir. Ayette bildirildiği gibi Allah yerine başkasını verir. Bu güzel karşılık, hem dünyadaki nimetler hem de hepsinin üzerinde Allah'ın cennette müminler için hazırladığı nimetlerdir. İnfak edenlerin aksine, mallarını cimrilikle tutan veya Allah'ın sınırlarını çiğneyerek mallarını artırmaya çalışanların ise Allah bereketlerini kısar. Bununla ilgili ayetlerden biri faiz alanların durumunu bildirir: Allah, faizi yok eder de, sadakaları arttırır. Allah, günahkar kafirlerin hiçbirini sevmez. (Bakara Suresi, 276) Allah, mallarını infak edenlerin Allah Katından berekete kavuşturulacaklarını ise bir ayette şöyle bildirmektedir: Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir. (Bakara Suresi, 261) Bu ayetlerin her biri Allah'ın Kuran-ı Kerim'de iman edenlere bildirdiği sırlardır. İman edenler sadece Allah'ın hoşnutluğunu, rahmetini ve cennetini kazanmak için infak ederler. Ancak Allah'ın ayetlerle bildirdiği bu sırları da bildikleri için, Allah'ın bereketini ve rahmetini umarlar. Onlar Allah yolunda infak ederek mallarını harcadıkça, din ahlakının yayılması için samimi bir çaba harcadıkça, helale-harama dikkat ettikçe, Cenab-ı Allah onların zenginliklerini artırır, işlerini kolaylaştırır, Allah yolunda harcayacakları daha çok imkan yaratır. Bu sırrı, hiçbir endişe ve gelecek kaygısı duymadan, Allah'tan korkup sakınarak Allah'ın sınırlarını koruyan her mümin kendi hayatında yaşar. Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O'nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler. Onlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. İşte gerçek mü'minler bunlardır. Rableri Katında onlar için dereceler, bağışlanma ve üstün bir rızık vardır. (Enfal Suresi, 2-4)
Gönülden Şevkle İnfak Etmek
ile İlgili Kuran-ı Kerim’den Hikmetli Bir Örnek
Malını Allah yolunda, sadece O'nun rızasını kazanmak amacıyla harcayanların mallarında bir eksilme olmayacağı ve kazançlarının daima bereketli olacağı; buna karşılık insanlara gösteriş amaçlı, isteksizce harcama yapanların ise yaptıklarının ahirette kendilerine bir yarar sağlamayacağını Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerim'de kaya örneği ile hikmetli bir biçimde açıklar. Rabbimiz bu kimselerin samimiyetsiz şekilde infak etmelerini ve kazandıkları paranın hiçbir şeye güç yetiremeyeceğini Bakara Suresinde şöyle bildirmiştir: Ey iman edenler, Allah'a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; üzerine sağanak bir yağmur düştü mü, onu çırılçıplak bırakıverir. Onlar kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremez (elde edemez)ler. Allah, kâfirler topluluğuna hidayet vermez. (Bakara Suresi, 264) İman etmeyenler mallarına dünya hayatında çok değer verirler, büyük bir sevgi ve tutkuyla bağlanırlar. Oysa bu mallar müminler için sadece kendilerine Cenab-ı Allah'ın rızasını kazandırmasını umdukları birer vesiledir. Müminler sahip oldukları herşeyin gerçek sahibinin Allah olduğunu bildikleri için, infak ibadetini çok büyük bir istekle yerine getirirler. Tüm nimetleri sadece Allah'ın rızasını kazanmak için büyük bir şevkle kullanmaları ve infak etmeyi Allah'a yakınlaşmaya bir vesile olarak görmeleri; müminlerin Rabbimiz’e olan sadakatlerini, O'nun rahmet ve hoşnutluğunu dünyadaki hiçbir şeye değişmeyeceklerini, bu uğurda herşeyi feda edebileceklerini en güzel şekilde ortaya koyar. Sakınan ise, ondan uzak tutulacaktır. Ki o, malını vererek temizlenip-arınır. Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur. Ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir). Muhakkak kendisi de ileride razı olacaktır. (Leyl Suresi, 17-21)
Cenab-ı Allah Hiç Kimsenin İnfakına İhtiyacı Olmayandır
Sahip oldukları şeyleri infak etmeyerek yığıp biriktirenler ve cimrilik edenler, Allah'ın bu dünya hayatında onları denemek için kendilerine mal ve zenginlik verdiğini kavrayamayan, bunlarla dünya hayatına hırsla bağlanan insanlardır. Bu insanların unuttukları önemli bir gerçek vardır: Cenab-ı Allah hiç kimsenin infakına ihtiyacı olmayan, tüm zenginliğin tek sahibi olandır. İnfak ederek Allah Katından bir sevaba muhtaç olan ise insandır. Allah bu gerçeği bir ayette şöyle haber vermiştir: İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse, artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise, Ganiy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız, sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar, sizin benzeriniz de olmazlar. (Muhammed Suresi, 38)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder