2 Nisan 2009 Perşembe

Yaşam Dergisi 4 (Dünya ve Ahiret Mutluluğunun Tek Yolu: Kuran Ahlakını Yaşamak)

Kuran-ı Kerim'de haber verildiği üzere Yüce Allah insanları, ancak fıtratlarına uygun olan Kuran ahlakını yaşadıkları takdirde mutlu, huzurlu, aklen ve bedenen sağlıklı olabilecekleri şekilde yaratmıştır. Sizler için hazırladığımız yazımızda Cenab-ı Allah'ın övdüğü bu ahlakı, müminin hayat boyu karşısına çıkabilecek her olaya karşı nasıl bir tavır içinde olması gerektiğini, Kuran -ı Kerim ayetleri ve Peygamber Efendimiz (sav)'in hadisleri ışığında aktaracağız. İnsanı yoktan var eden Allah, onun nelere ihtiyaç duyacağını, hangi ibadetleri uygulamaya güç yetirebileceğini, nasıl sağlıklı, huzurlu ve mutlu olacağını en iyi bilendir. Bu nedenle din ahlakını yaşamak, insanların üzerindeki tüm külfeti, kısıtlayıcı ve insanlara zorluk getiren ağırlıkları kaldırır. İnsanın sadece sonsuz merhametli, şefkatli, bağışlayıcı, herşeyi hayırla yaratan, tüm gücün sahibi olan Allah'ın, kendisi için belirlediği kadere teslim olmasını, herşeyde sadece O'nun rızasını arayarak O'na yönelmesini bildirir. Evrendeki her varlığın ve gerçekleşen her olayın sahibi olan Allah'a güvenip dayanmak ve O'nu dost edinmek, bir insanın hayatındaki tüm korkuların, endişelerin, sıkıntıların ve zorlukların da sonu demektir. Bu gerçeği bilmeyen pek çok insan ise kendilerince din ahlakından uzaklaştıkları takdirde daha rahat yaşayacaklarını, ahlaki değerlere önem vermedikleri zaman özgür olacaklarını düşünürler. Ya da din ahlakının yaşamlarını zorlaştıracak birtakım kısıtlamalar getireceğini zannederler. Halbuki bütün bunlar insanların düştükleri çok büyük yanılgılar ve şeytanın aldatmacalarıdır. Çünkü Allah'ın buyurduğu din ahlakını yaşamak son derece kolaydır. Asıl zor olan, Allah'ın bildirdiği sınırları tanımayan insanlardan oluşan bir toplumda yaşamaktır. Böyle bir yaşantı, son derece kötü sonuçları da beraberinde getirir.
Kuran Ahlakı Yaşanmadığında Ebedi Mutsuzluk Dünyada Başlar
Din ahlakından uzak yaşayan toplumlarda veya iman etmeyen insanların hayatlarında genellikle kaos, kargaşa, huzursuzluk, korku, mutsuzluk ve stres vardır. Bununla beraber, bu topluluk içinde olup Cenab-ı Allah'tan gerektiği gibi korkmayan bir insan, her türlü ahlaksızlığı yapabilir, hiçbir konuda sınır tanımayabilir ve dejenere bir hayat sürebilir. Böyle bir hayatta insanlar birbirlerine karşı fedakarlık göstermez, sevgi, saygı bilmez, zor anlarında maddi ve manevi destek vermezler. Bu yüzden de böyle bir yaşam hiçbir zaman, hiçbir insana mutluluk getirmez. Din ahlakı yaşanmadığı zaman insanın huzur bulacağı ortamın tam tersi meydana gelir ve daha bu dünyadayken, cehennemin manevi azabı yaşanmaya başlanır.
Kuran Ahlakı Nasıl Yaşanır?
İnsanlar için en güzel örneklerin verildiği, her sorunun cevabının bulunduğu Kuran-ı Kerim'de namaz kılmak, zekat vermek, oruç tutmak gibi herkesçe bilinen ibadetlerin yanı sıra tüm ayrıntılarıyla tarif edilen bir yaşam modeli ve ahlak anlayışı bulunmaktadır. Allah Katında karşılığı olan ve Rabbimiz'in hoşnut olacağı pek çok davranış biçimi, Kuran-ı Kerim ayetlerinde haber verilmiştir. Bu davranışların her biri aynı namaz kılmak gibi Cenab-ı Allah'ın bir emridir ve ibadettir. Aynı şekilde Rabbimiz'in emirleri doğrultusunda kaçınılması gereken birçok olumsuz eylem ve tavır da haber verilmiştir. Bununla beraber, dünya hayatı bir imtihan yeri olduğu için her insanın dünyada kaldığı süre boyunca çeşitli vesilelerle imtihan olacağı çok açıktır. İmtihanımız nefes aldığımız her an kesintisiz devam etmektedir. Cenab-ı Allah'ın bizler için takdir ettiği ölüm vakti gelene kadar da devam edecektir. Dolayısıyla her insan, her yeni gün farklı olaylarla sınanacak, göstereceği tavırlardan sorumlu tutulacaktır. İşte, Kuran ahlakını yaşamak denildiğinde anlaşılması gereken, tüm bu bilgilerin ışığında bir yaşam sürmek olmalıdır.
Cenab-ı Allah Hangi Davranışlardan Razı Olacağını Bildirmiştir?
Rabbimiz'i razı edecek tavırların neler olduğunu öğrenmek için bize sunulmuş çok değerli iki rehber vardır; Kuran-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in değerli sünnetleri: Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in Kuran ahlakına dair uygulamaları ve tavsiyeleri hadisler vasıtasıyla bizlere ulaşmıştır. Sünnetler, Peygamberimiz (sav)'in Kuran ahlakını nasıl yaşadığının en güzel örnekleridir. Peygamberimiz "Din kolaylıktır." (Buhari, Iman: 29; Nesai, İman: 28; Musned, 5:69) şeklinde buyurarak, insanları din ahlakını yaşamaya davet etmiştir. Hoşgörü, affedicilik, güleryüz, ince düşünce, fedakarlık, vefa, yardımseverlik, adalet, sadakat, tevekkül, ihlas, şevk, temizlik, insaniyet, dürüstlük, şefkat, vicdan, tevazu, kanaatkarlık, sabır... Tüm bu güzel ahlak özellikleri, Kuran ahlakının yaşanmasına vesile olan, insanın yaratılış fıtratına uygun, sahip olunduğunda kişiye mutluluk ve huzur veren, Cenab-ı Allah'ın beğendiği ve övdüğü davranışlardandır. Şirk, bencillik, kibir, kıskançlık, yalan, alaycılık, gıybet, pislik, fitne, bozgunculuk, israf, öfke gibi davranışlar ise bilindiği gibi sakınılması gereken kötü ahlak özelliklerindendir. Yukarıda sayılan olumlu ve olumsuz pek çok özellik, tüm toplumlarda evrensel olarak geçerli olan ahlaki erdemlerden olsa da, genelde herkesçe bilinen bu tavırların uygulamaya geçirilmesinde ortaya çıkan eksiklikler vardır. Müminleri iman etmeyen insanlardan ayıran en önemli özelliklerinden biri de budur: Din ahlakının gereği olan güzel davranışları hayatlarının her anında sergilerler.
Müminler Güzel Ahlaklarında Kararlılık ve Süreklilik Gösterirler
Örneğin bazı insanlar, toplum içinde iyi bilinmek adına birtakım olumsuz davranışlardan uzak durabilmekte; ancak tek başlarına kaldıklarında ve kimsenin bilemeyeceğini düşündükleri bir ortam oluştuğunda kaçındıkları olumsuz tavırları kendileri sergileyebilmektedir. Çünkü bu davranışların önemleri, karşılıkları ve kişiye yükleyeceği sorumluluklar yeterince iyi bilinmemekte, düşünülmemekte veya çoğu zaman gözardı edilmektedir. Çoğu zaman güzel ahlak özelliklerine "olsa iyi olur ama olmazsa çok da önemli değil" mantığıyla yaklaşılmaktadır. Oysa Kuran ahlakının temelinde Allah korkusu ve Allah'ın rızasını kazanma özlemi vardır. Bir mümin, Cenab-ı Allah'a olan bağlılığı, sevgisi ve korkusundan dolayı O'nun emirlerini yerine getirme konusunda büyük bir titizlik, O'nun rızasını kazanma konusunda ciddi bir çaba içinde olur. Bu sebeplerden dolayı da mümin, herkesin bildiği ama çoğu zaman uygulayamadığı ahlaki erdemleri yerine getirirken belirli bir şuur ve amaç taşır. Bu amacında da samimi, kararlı ve sürekli olur. Rabbimiz yalnızca Kendisi'ne adanarak ihlasla yapılan sürekli ve salih davranışlardan razı olacağını Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir: "Allah, hidayet bulanlara hidayeti artırır. Sürekli olan salih davranışlar, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır." (Meryem Suresi, 76) Birkaç örnek verecek olursak; güzel bir sözle bir Müslümanı onore etmenin, ona Cenab-ı Allah'ı hatırlatmanın, bir mümin için fedakarlıkta bulunmanın ve bunlara benzer güzel davranışlar göstermenin Allah Katında karşılığı bulunan birer ibadet hükmünde olduğunun unutulmaması gerekir.
Kuran Ahlakının Müminlere Kazandırdığı Üstün Özellikler
Kuran ahlakını, ancak gerçek iman sahipleri gereği gibi yaşar ve bu güzel hayatı yaşamaktan büyük haz duyarlar. Dolayısıyla Cenab-ı Allah'a samimi bir kalple iman etmek önemlidir. İman şuuruyla hareket eden bir insan, tüm hayatını Rabbimiz'i razı etmeye adayacak, O'nun rızası için nefsinin kötü özelliklerinden kurtulacak, vicdanının sesini dinleyerek iyilikten ve güzellikten yana olacak, bu vesileyle de Kuran ahlakıyla ahlaklanacaktır. Kuran ahlakını yaşamaya karar veren bir kimsenin kendini Allah'a teslim etmesi ve Kuran ahlakını kendisine rehber edinmesi gerekir. Böylelikle;
Bu kişinin hayatında, davranışlarında, düşüncelerinde, kararlarında ve konuşmalarında son derece önemli değişiklikler meydana gelir.
Bundan böyle -Allah'ın dilemesiyle- kalbine yerleşecek olan Allah korkusu sayesinde hesap gününde hesabını veremeyeceği hiçbir şeyi yapmamaya azami gayret gösterecektir. Çünkü bu kişi, Allah'ın her an kendisini gördüğüne ve dünya hayatındaki tüm işlerinden hesaba çekileceğine dair kesin bir inanca sahip olacaktır.
Çevresindeki insanların herhangi bir hatası karşısında hoşgörülü ve affedici olacaktır. Küçük gibi görünen bir iyiliğin bile, ahirette karşılığının misliyle verileceğini bildiği için çevresindeki insanlara karşı her zaman yardımsever, fedakar, alçakgönüllü, saygılı ve adil olmak için çaba gösterecektir.
Olaylar planlandığı gibi gelişmediğinde bunun kendisi için hayırlı bir durum olduğunu bilmenin, Allah'a tevekkül etmenin ve kadere teslimiyetin konforunu yaşayacaktır.
Öfkelendiğinde öfkesini yenmenin, merhametli ve şefkatli tavırlar göstermenin, sabırlı, adil ve alçakgönüllü olmanın lezzetini hissedecek, buna benzer tüm güzel ahlak özelliklerini sergilemekten büyük zevk alacaktır.
Aldığı karar sonucu Kuran ahlakını kendisine rehber edinen kişinin geçmişteki değer yargıları da tamamen değişecektir. Örneğin artık, her zaman ve her durumda güçlünün değil haklının yanında olacak, adaletten ayrılmayacaktır.
Çevresindeki insanları makamlarına, güzelliklerine, kültürlerine veya zenginliklerine göre değil Allah korkularına ve güzel ahlaklarına göre değerlendirecektir.
Cenab-ı Allah'tan başka kimseden medet ummayacak, korkuya, ümitsizliğe ve karamsarlığa kapılmayacaktır.
İsraftan kaçınmak, nefsinin bencil tutkularından korunmak, temizliğe ve estetiğe önem vermek bu kişinin doğal olarak titizlik göstereceği hususlardan olacaktır.
Kendisine çeşitli nimetler lütfedildiğinde ve bolluk içinde yaşadığı anlarda olduğu gibi darlık, zorluk ve sıkıntı zamanlarında da Cenab-ı Allah'a hamd edecektir. Tüm bu saydıklarımızdan kişinin ruhu zevk alacak, Allah'ın rızasını gözeterek yaptığı ve sıradan gibi gözüken her iş, yediği her yemek, seyrettiği her güzel manzara, sarf ettiği her güzel söz kendisi için bir ecir ve mutluluk kaynağı olacaktır. Ayrıca bu güzel ahlak özelliklerinden haberdar olan bir insanın yapması gereken; Allah'tan bir sorumluluk olarak, İslam ahlakının insanlar arasında yayılması için çaba göstermek veya bu konuda çaba gösterenlere yardımcı olmaktır.
Kuran Ahlakını Tebliğ Etmek Tüm Müslümanların Sorumluluğudur
Cenab-ı Allah'ın tüm emir ve hükümleri, insanların fıtratlarına en uygun şekildedir ve hiçbirinde bir zorluk bulunmamaktadır. Rabbimiz, Kuran-ı Kerim'de din ahlakını yaşamanın kolay olduğunu ve bu ahlaka tabi olanların işlerini kolaylaştıracağını şöyle bildirir: "Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız." (A'la Suresi, 8) "O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi) O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı. (Hac Suresi, 78) Ayetlerde de buyrulduğu üzere Kuran ahlakına uyularak sürdürülen bir yaşam, insan için Allah'ın izniyle olabilecek en güzel yaşam olmaktadır. Unutmamak gerekir ki İslam ahlakını yaşamanın yanı sıra, bu üstün ahlakı özünde olduğu gibi kolay olarak göstermek, insanların kalplerini Kuran ahlakına ısındırmak, insanlara ayetleri ve Peygamber Efendimiz (sav)'in sünnetlerini öğretip buna göre yaşamalarına vesile olmak da Cenab-ı Allah'a yönelmiş, O'nun rızasına nail olabilmek için çaba harcayan her Müslümanın önemli bir sorumluluğudur. Kuran ahlakı, dünyada güzel bir hayat sürebilmek ve sonsuz ahirete hazırlık yapabilmek için Cenab-ı Allah'ın insanlara bir lütfudur. Kişinin hayat boyu karşısına çıkabilecek her olaya karşı nasıl bir tavır içinde olması gerektiğini, Rabbimiz'in beğendiği davranışların hangileri olduğunu öğrenebileceği bir yaşam rehberidir. Bu ahlakı yaşamak son derece kolay, zevkli ve konforludur. Unutmamak gerekir ki, Rabbimiz kullarından sürekli olan salih davranışlarda bulunmalarını istemiştir. Dolayısıyla din ahlakı ancak taviz vermeksizin kararlılık ve iradeyle yaşanabilir. Müslümanın görevi, Cenab-ı Allah'ın vahyettiği bu üstün ahlakı en ince ayrıntısına kadar uygulamaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder