2 Nisan 2009 Perşembe

Yaşam Dergisi 4 (Rahman Olan Allah Tüm Kainatı Rahmetiyle Kuşatandır)

Cenab-ı Allah'ın Rahman ve Rahim sıfatı dikkatle bakan ve düşünen bir insan için evrenin her noktasında, her ayrıntısında tüm açıklığıyla kendini göstermektedir. Evrenin ve dünyanın oluşumundan canlılığın var edilmesine, insanın mucizevi yaratılışından her hücresindeki kusursuz yapıya, hayvanlara, bitkilere, meyvelere, sebzelere kadar çevremizde gördüğümüz her detayda Allah'ın sonsuz rahmetinin delilleri bulunmaktadır. Merhamet sözcüğü, Arapçada "reheme" kökünden gelmekte ve "acımak, esirgemek, şefkat göstermek, affetmek, bağışlamak" anlamlarında kullanılmaktadır. Rabbimiz'in Rahman ve Rahim sıfatı da merhamet kelimesi ile aynı kökten gelmektedir. Kuran-ı Kerim ayetlerinde sadece Cenab-ı Allah'ın Zatını ifade etmek için kullanılan Rahman sıfatı "rahmeti herşeyi kuşatmış olan, bütün yaratılmışlar hakkında hayır, rahmet ve güzellik dileyen, sevdiğini sevmediğini ayırt etmeyerek sayısız nimetlere kavuşturan" anlamlarına gelirken, Peygamber Efendimiz (sav) için de kullanılan (Tevbe Suresi, 128) Rahim sıfatı Allah'ın sıfatı olarak kullanıldığında, "Rahmeti ahirette yalnızca müminleri kuşatan, verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük ve sonsuz nimetler vererek ödüllendiren" anlamındadır. Rabbimiz'in Rahman isminin çok geniş bir anlamı vardır. Esirgeyen, acıyan, şefkat duyan, merhamet eden sıfatlarının hepsi Allah'ın Rahman isminin tecellilerindendir. O'nun rahmeti herşeyi kuşatmaktadır, sınırsızdır, ezelidir, ebedidir. Rabbimiz merhamet edenlerin en merhametlisidir. Kuran-ı Kerim'de Hz. Eyüb'ün Rabbimiz'e bu güzel ismiyle dua ettiği şöyle haber verilir: Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: "Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın." (Enbiya Suresi, 83)
Cenab-ı Allah'ın Rahmetinin Önüne Geçilemez
Rahman olan Allah sonsuz merhametini görünen ve görünmeyen herşeyde tecelli ettirir. Allah'ın Rahman sıfatını kainatı saran yaratılış mucizelerinde, insanın yaratılışında, insan bedenindeki milyarlarca detayda, hayvanlarda, yiyeceklerde, içeceklerde, suda, havada, kısacası kainatın her zerresinde görmek mümkündür. Cenab-ı Allah her gün toprağın içinden milyarlarca tohumu filizlendiren, meyveler ve sebzeler var eden, gökten tonlarca su indiren, aynı anda dünyanın her yerinde milyarlarca canlıya rızık veren, hayatımızı devam ettirmemize olanak sağlayan oksijeni var edendir. Rabbimiz nimetleriyle tüm varlıkları çepeçevre sarmaktadır. Dünya üzerinde O'nun insanlar üzerindeki takdirini, fazl ve ihsanını engelleyebilecek hiçbir varlık bulunmamaktadır. Fatır Suresi'nde, Rabbimiz'in insanlar üzerindeki sonsuz rahmeti şu şekilde bildirilmektedir: Allah, insanlar için rahmetinden her neyi açacak olsa, artık onu kısıp-tutacak yoktur; her neyi kısar-tutarsa, artık onu da ondan sonra salıverecek yoktur. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (Fatır Suresi, 2) İnsanın bedenindeki tüm sistemleri, her hücresine varıncaya dek suyla hayat bulacak şekilde yaratan Cenab-ı Allah, dış alemde de bunun için su kaynaklarını, nehirleri yaratmakta, bulutları sürükleyip yağmur yağdırmakta ve böylece insanlara bu rahmetini bolca vermektedir. Allah herşeyi birbiriyle o kadar bağlantılı ve uyumlu yaratmıştır ki, vicdan sahibi her insan, Allah'ın tüm bunları kullarına nimet olması için sevgiyle, rahmetle yarattığını ve O'nun çok lütufkar olduğunu anlayabilir.
Rabbimiz Kullarının Her İhtiyacını Bilir
Yeryüzündeki tüm canlılar gibi insanın da yaşamını sürdürebilmesi için her an oluşması gereken pek çok şart vardır. Nefes alabilmesi için oksijene, bedeninin faaliyetlerini sürdürebilmesi için su ve besine ihtiyaç duyar. Ayrıca insan bedeninde her saniye milyarlarca işlem gerçekleşmekte, her bir hücre yaşamın devamı için Allah'ın emriyle kendi görevini yerine getirmektedir. Yalnızca tek bir insanın tüm fiziksel ihtiyaçlarını gidererek varlığını sürdürebilmesi bile birçok detaya bağlıdır. Sonsuz merhamet sahibi olan Rabbimiz, her canlının gerek bedenindeki gerekse dış dünyadaki ihtiyaçlarını önceden belirlemiş ve onlara sunmuştur. O, insanları yaratmış, yaşamaları için en elverişli olan mekana yerleştirmiştir. Bunun karşılığında ise insanların yapmaları gereken yalnızca Allah'a kulluk etmektir. İnsanlara, elçileri aracılığıyla hidayet bulacakları İlahi kitaplar yollaması ve peygamberlerin ayetleri tek tek açıklamaları da Rabbimiz'in Rahman ve Rahim sıfatlarının bir tecellisidir. Böylelikle Allah insanlara hem Kendi Zatını tanıtmış, hem de onları din ahlakının güzelliklerine ve üstün bir ahlaka davet etmiştir. Kuşkusuz bunların tümü, Rabbimiz'in sonsuz merhametinin açık delillerindendir.
Cenab-ı Allah İman Etmeyenlere de Rahmet Eder, Onları Nimetlerinden Yararlandırır
İman etmeyenler, münafıklar ve müşrikler de dünya hayatında aldıkları hava, içtikleri su dahil olmak üzere gizli ve açık tüm nimetlerden faydalanırlar. Allah müminlere verdiği gibi onlara da mal-mülk, içinde oturacakları güzel evler ve soylarını devam ettirecekleri evlatlar verir. Onlara da güzel rızıklar, sağlık, güç ve güzellik verir. Bunlar Allah'ın sonsuz rahmetinin tecellileridir. Ancak Cenab-ı Allah dünya hayatında belki din ahlakına dönerler, düşünüp aklederler ve Kendisi'ne şükrederler diye tüm insanları yararlandırmaktadır. Aslında inkar edenlere verilen tüm bu nimetler, iman etmedikleri sürece kibirlerinin ve dolayısıyla da azaplarının artmasına vesile olacaktır. Yüz çevirenler, Allah'ın nimetlerinden ancak göz açıp kapama vakti kadar olan dünya hayatları süresince yararlanabilirler. Ahirette ise bütün nimetler, sahip olduklarını yalnızca Allah'a yakınlaşmak ve O'nun rızasını aramak için kullanan ve Rabbimiz'e her an şükreden müminlere aittir. Çünkü Allah sonsuz adalet sahibidir ve benzersiz nimetlerle bezenmiş cennet yurdunu yalnızca mümin kullarına müjdelemiştir. Kuran-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: “Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, şüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki: "Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise herşeyi kuşatmıştır; onu korkup-sakınanlara, zekatı verenlere ve Bizim ayetlerimize iman edenlere yazacağım."” (Araf Suresi, 156)
Cenab-ı Hakk'ın Rahmeti Müminler İçin Şükür Vesilesidir
Evreni, Güneş'i, Ay'ı, doğa kanunlarının her birini Allah insanın emrine, hizmetine vermiştir. Yazı boyunca çok kısaca değindiğimiz ve aslında saymakla bitiremeyeceğimiz nimetlerin hepsi Cenab-ı Allah'tan insana büyük bir lütuftur. Göklerde, yerde ve bu ikisi arasında bulunan tüm kompleks sistemler de yine insanlara hizmet için durmaksızın kusursuzca işlemektedir. Oysa insan uçsuz bucaksız evren içinde nokta kadar bile yer tutmayan bir varlıktır. Ancak Allah insana lütfederek değer vermiş, tüm bu nimet ve güzellikleri onun hizmetine sunmuştur. Onu her türlü zorluktan, sıkıntı ve zahmetten koruyacak, ona kolaylık sağlayacak ve yine onun hoşuna gidecek sayısız nimet var etmiştir. Bu şekilde Allah insanı sonsuz rahmetiyle kuşatmış ve onu olabilecek en güzel şekilde inayeti altına almıştır. Buna karşılık insanın yapması gereken ise her bir nimet ve güzellik karşısında Allah'a sürekli şükretmektir. Nitekim iman sahipleri Allah'ın üzerlerindeki rahmetini, büyüklüğünü, Yüceliğini kavrayarak her zaman O'nu yüceltirler. Çünkü verilen her türlü nimet karşılığında kendilerinden istenen, sürekli nimetleri anan ve hamd eden birer kul olmalarıdır. Bir ayette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Sizin için gökten su indiren O'dur; içecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız. Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır. Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize verdi; yıldızlar da O'nun emriyle emre hazır kılınmıştır. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilen bir topluluk için ayetler vardır. Yerde sizin için üretip-türettiği çeşitli renklerdekileri de (faydanıza verdi). Şüphesiz bunda, öğüt alıp düşünen bir topluluk için ayetler vardır. Denizi de sizin emrinize veren O'dur, ondan taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan süs-eşyaları çıkarmaktasınız. Gemilerin onda (suları) yara yara akıp gittiğini görüyorsun. (Bütün bunlar) O'nun fazlından aramanız ve şükretmeniz içindir.” (Nahl Suresi, 10-14)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder