8 Nisan 2009 Çarşamba

Yaşam Dergisi 6 (Müslümanlar İçin Şirkten Sakınmanın Önemleri)

“(En büyük günah) Allah seni yaratmış iken, O’na ortak koşmaktadır.” (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, sf.130) Cenab-ı Allah'ın insanları sakındırdığı en önemli konulardan biri şirktir. Kuran-ı Kerim’de şirk, herhangi birşeyi, herhangi bir kimseyi ya da herhangi bir kavramı, tercih etme, ona önem verme veya onu üstün tutma bakımından Allah'la eşit veya daha ileri bir düzeyde görmek ve Allah'tan başka İlah edinmek anlamında kullanılır. (Cenab-ı Allah’ı tenzih ederiz.) Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), insanlara daima Allah'ın tek ilah olduğunu, O'nun dışında hiçbir varlığın herhangi bir güce sahip olmadığını söylemiş ve bu büyük günaha karşı onları uyarmıştır. Allah ayetlerinde Peygamberimiz (sav)'e insanları şirke karşı uyarmasını emretmiştir. Kavmine Cenab-ı Allah'ın tek İlah olduğunu hatırlatan Hz. Muhammed (sav), aynı zamanda Rabbimiz’in emriyle onlara Allah'a eş koştukları varlıkların hiçbir şeyi yaratamayacaklarını, kimseye zarar vermeye veya fayda sağlamaya güçlerinin olmadığını bildirmiştir. Bu durum, Kuran-ı Kerim’de şöyle haber verilmiştir: De ki: "O'nun dışında (ilah olarak) öne sürdüklerinizi çağırın, onlar sizden ne zararı uzaklaştırabilirler, ne de (onu yararınıza) dönüştürebilirler." (İsra Suresi, 56) Şu çok önemlidir ki insanların birçoğu Allah'ın varlığını kabul eder ancak Allah'ın gücünü ve büyüklüğünü takdir edemez, Allah'tan başka varlıklara güvenir ve onları dost edinirler. Peygamberimiz (sav) ise, kavmine bu gerçekleri anlatmış ve onları şirkten arındırmaya çalışmıştır. Peygamber Efendimiz (sav), bir sözünde, Allah'ın şirk dışındaki bütün günahları affedeceğini bildirmiştir: “Allah (z.c.hz.)leri buyurur: "Bir adam bilse ki Ben kudret sahibiyim, günahları affederim. O şirk etmedikçe, Ben onu affederim."” (G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 329/1) Peygamberimiz (sav), özellikle de gizli şirkin, yani Allah'a iman ederken katıksızca iman etmek yerine Rabbimiz’e tam teslim olmadan iman etmenin müminler için ne kadar ciddi bir tehlike olduğunu da şöyle açıklamıştır: "Şirk ümmetimde düz taşta karanlık gecede karıncaların gezinişinden daha gizlidir. Alameti, adaletsizlikten dolayı muhabbet, ve adaletten dolayı da buğz etmektir. Ve din, Allah için sevgi ve Allah için buğzdan başka nedir? Allah Teala buyurdu ki:"Eğer siz Allah'ı seviyorsanız Bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin." (G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 215/16) Unutmamak gerekir ki şirkten tamamen arınmak son derece kolaydır. İnsanın tek yapması gereken samimi olmak, kendisini yaratmış olan Allah'ın gücünü takdir edebilmektir. Müslüman bu salih ahlaka sahip olduğu, gerçekten hiçbir ortak koşmadan Rabbimiz'e yöneldiği zaman, her türlü başarıyı, güzelliği ve nimeti Allah'tan umabilir. Çünkü Allah şirkten tamamen arınmış kullarına dünyada da ahirette de büyük mükafat vereceğini müjdelemiştir. Dünyada tam ihlası elde etmiş kullara Cenab-ı Allah'ın müjdesi şöyledir: “Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar müminlerle beraberdirler. Allah müminlere büyük bir ecir verecektir.” (Nisa Suresi, 146)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder