14 Mart 2009 Cumartesi

Yaşam Dergisi3(İçinde Yaşadığımız Ahir Zaman)

Ahir zaman, dünyanın son dönemlerini ifade eden bir tanımdır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in hadislerinde detaylı olarak bildirilen ahir zaman alametlerine göre ahir zaman iki dönemden oluşmaktadır. Bu kutlu zamanın ilk dönemi bozulmaların, dejenerasyonun, felaketlerin, çatışmaların, savaşların, yoklukların yaşanacağı bir dönemdir. Ahir zamanın ikinci dönemi ise Allah’ın izniyle, Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne gelişi ve Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışıyla birlikte, yeryüzüne barışın, huzurun, özgürlüğün hakim olduğu, bolluğun ve bereketin yaşandığı, insanların her açıdan memnun oldukları güzelliklerle dolu bir dönem olacaktır. Hadis-i şeriflerde ahir zamanın ne zaman ve ne şekilde başlayacağını ortaya koyan yüzlerce alamet haber verilmektedir. İçinde bulunduğumuz dönemde, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in 14 yüzyıl önce haber verdiği alametlerin birbiri ardına gerçekleşmesi, ahir zamanın ilk döneminin yaşanmaya başlandığını açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu alametlerin birbiri ardına gerçekleşmesi ile İslam alemi çok kutlu bir bekleyiş içine girmiştir: Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ikinci kez gelişi ve Hz. Mehdi ile birlikte Deccal'in fitnesini ortadan kaldırıp İslam ahlakını tüm dünya üzerinde hakim kılmaları. Bu kutlu dönem, Sevgili Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde de açıkça vurgulanarak ahir zamanda yaşayan tüm iman sahiplerine müjdelenmiştir: "Mehdi benim Ehl-i Beyt'imden ve benim neslimdendir. O, yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Muhakkak ki o İsa Aleyhisselam ile birlikte yola çıkarak Filistin arazisindeki Bab-u Lut denilen mevkide Deccal'i yok etmesi için Hazreti İsa'ya yardım edecektir." (Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, İmam Şarani, Bedir Yayınevi, s. 438, (816))
Hz. Mehdi'nin Zuhuru Yaklaştı...
Peygamber Efendimiz (sav) bazı hadislerinde Kuran ahlakının yaşanmasına vesile olacak olan Hz. Mehdi'nin geliş tarihi olarak açıkça Hicri 1400 yılını (Miladi olarak 1979-1980 yılları) vermiş ve bu kutlu şahsın önderliğini müjdelemiştir. Bu hadislerden biri şöyledir: "İnsanlar 1400 senesinde Mehdi'nin yanında toplanacaklardır." (Risaletül Huruc-ül Mehdi, s. 108) Bu haber iman edenlerin şevk ve heyecanını arttıran çok büyük bir müjdedir. Peygamber Efendimiz (sav)'in hadisleriyle beraber, İslam alimleri de, yaşadıkları dönemlerden günümüze kadar ulaşmış el yazması eserleriyle, o zamandan bugüne, bu büyük müjdenin şevk ve heyecanını taşımışlar; inananlar için bu konunun canlı tutulmasına ve takibine vesile olmuşlardır. Nitekim içinde bulunduğumuz bu dönemde ortaya çıkan bazı alametler bize, Hz. Mehdi'nin çıkışının oldukça yaklaştığını göstermektedir. Hz. Mehdi'nin gelişi bizzat Peygamberimiz (sav) tarafından müjdelenmiştir ve Peygamberimiz (sav)'in bu konuda tevatür (kuvvetli haber, içinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan kuvvetli haber) olarak kabul edilen çok sayıda hadisi vardır. Peygamberimiz (sav) bir hadisinde "Hz. Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beyt'imden bir kişidir." (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Ahir zaman, s.13) sözleriyle, bu konunun Müslümanlar için bir müjde olduğunu bildirmiştir.
Hz. İsa (as) İkinci Kez Yeryüzüne Gelecek...
Ahir zamanın bir başka müjdeli konusu olan Hz. İsa (as)'ın ikinci kez yeryüzüne gelecek olması Kuran ayetlerinde ve Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde iman edenlere müjdelenmiş bir gerçektir. Bu hadislerden bazıları şöyledir: "Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederim ki Meryem oğlu (İsa Aleyhisselam)'ın adil bir hakim olarak sizin içinize inmesi muhakkak yakındır." (Sahihi Müslim, 6/532) "İsa bin Meryem benim ümmetim içinde; adaletli bir hakim ve (yönetimde) adil bir imam olacak, haçı kırıp ezecek ve domuzu öldürecektir... Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Din birliği de olacak, artık Allah'tan başkasına tapılmayacaktır." (Sünen-i İbn-i Mace, 10/334) Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bildirildiği üzere, bundan iki bin yıl önce Allah'ın “Kendi Katına yükselttiğini” (Nisa Suresi, 158) bildirdiği Hz. İsa (as) ahir zamanda yeryüzüne tekrar gelecek, Hz. Mehdi ile birlikte yeryüzünde barışın ve huzurun sağlanmasına Allah'ın izniyle vesile olacaktır. Üstelik son dönemlerde yaşanan birçok olay ve gelişme, bu değerli misafirin gelişinin iyice yakınlaştığını da göstermektedir. (En doğrusunu Allah bilir.) Adalete, huzura, düzene ve güzel ahlaka özlem duyanların beklentisi içinde oldukları kurtuluş, Allah'ın izni ile pek yakındır. Yaşanan pek çok gelişme, bu kurtuluşun yaklaştığının birer alametidir. Bu alametlere tanıklık eden insanlar, Allah'ın izniyle, Hz. İsa (as)'ın ve Hz. Mehdi'nin gelişinin yakınlaştığını umut edebilirler. Her bir alamet, bize, çok kutlu bir dönemde yaşadığımızın hatırlatıcısıdır. Asırlardır beklenen bu tarihi müjde-Allah'ın izniyle- gerçekleşmek üzeredir
. Hz. İsa ve Hz. Mehdi Döneminde Yaşanacak Olan Altınçağ
Peygamberimiz (sav)'den aktarılan pek çok hadiste Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi'nin, Allah'ın izniyle yeryüzünde İslam ahlakını hakim kılacağı kutlu bir dönemin yaşanacağı bildirilmektedir. Hadislerdeki bilgilere göre, "Altınçağ" adıyla anılan bu dönem yarım yüzyıldan fazla sürecek ve Peygamberimiz (sav)'in döneminde yaşanan "Asr-ı Saadet" benzeri bir devir olacaktır. Bu devreye "Altınçağ" ismi verilmiş olmasının sebebi ise Peygamberimiz (sav)'in, bu devri cennet benzeri özelliklerle tasvir etmiş olmasıdır. Allah'ın izniyle bu dönemde insanların huzur ve güven içinde yaşayabilmeleri için gereken her türlü şart mevcut olacaktır. Ahir zamanın ilk dönemlerinde yaşanan her türlü bozulma, kargaşa ve sıkıntı ortadan kalkacak, birbiri ardınca süregelen büyük felaketler, savaşlar, acılar son bulacaktır. Allah'ı inkar eden (Cenab-ı Allah’ı tenzih ederiz.) birtakım felsefi sistemlerin neden olduğu dejenerasyon, manevi boşluk ve ahlaki bozulma yerini tüm inanan insanların asırlardır özlemini duydukları, Kuran ahlakının hakim olacağı kutlu bir döneme bırakacaktır. Rabbimiz tüm insanları ahir zamanın büyük karmaşasından kurtaracak ve bolluğun, bereketin ve adaletin yaşanacağı bir nimete kavuşturacaktır. Tüm insanların çok büyük bir huzur, güven ve konfor içinde yaşayacakları bu ortamın en önemli sebeplerinden biri ise Müslümanların güzel ahlakı olacaktır. Zira Altınçağ'ın en önemli özelliği, insanların Kuran-ı Kerim'e bağlı ve Kuran ahlakının eksiksiz olarak yaşandığı bir dönem olmasıdır. İnsanlar Allah'tan korktukları ve ahirette tüm yapıp ettiklerinden sorguya çekileceklerinin bilincinde oldukları için bencillik, kin, öfke, haset gibi kötü ahlak özelliklerinden, yolsuzluktan, haksız kazanç elde etmekten, yalan söylemekten, insanların canına kast etmekten, rüşvet almaktan titizlikle sakınacaklardır. Bunların yerine insanlar arasında dürüstlük, yardımseverlik, fedakarlık, başkalarının iyiliğini, sağlığını, rahatını, güvenliğini düşünmek, sevgi, saygı, merhamet, vefa, sadakat gibi güzel ahlak özellikleri hakim olacaktır. Peygamberimiz (sav)'in bir hadisinde Altınçağ'da yaşanacak olan bu ahlak güzelliği şöyle ifade edilmiştir: Tabarani, Evsad'da Amr. B. Ali tariki ile Hz. Ali b. Ebi Talib'den tahric etti: ... Cenab-ı Hak İslam'ı nasıl bizimle başlatmışsa Onunla sona erdirecektir. Nasıl, bizimle onlar aralarındaki şirk ve adavetten (husumet ve düşmanlıktan) kurtulmuş ve kalplerine ülfet (dostluk) ve muhabbet (sevgi)yerleşmişse, (Onun gelişi ile) yine öyle olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 20) Hiç kuşkusuz ki İslam dinini aslına döndürecek, insanların imanına vesile olacak, Müslümanlar arasında büyük bir birlik sağlayacak böylesine kutlu bir dönemde yaşıyor olmak Müslümanlar için çok büyük bir nimettir. Allah, Kuran'da hak din olan İslam ahlakını tüm dünyaya hakim kılacağını, inanan kullarına güç ve iktidar vereceğini vadetmiştir. Allah'ın izniyle gerçekleşecek olan bu vaad, Kuran'da şöyle bildirilmektedir: Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55) Hz. Mehdi'nin gerçekleşen yüzlerce çıkış alametle- rinden birkaçı şunlardır:
Afganistan'ın işgali
İran-Irak savaşı
Fırat'ın suyunun kesilmesi
Ramazan'da Ay ve Güneş tutulmaları
Kuyruklu yıldızın doğması
Kabe baskını ve Kabe'de kan akıtılması
Doğu tarafından bir ateşin görülmesi
Irak'ın işgali
Çölde batan ordu
Hz. Mehdi'nin çıkışından önce yaygın katliamlar meydana gelmesi
Dünyanın her yerini karışıklık ve kargaşanın kaplaması
Kadınlar ve çocukların dahi katledildiği fitnelerin yaşanması
Büyük şehirlerin yok olması
Depremlerin çoğalmasıHz. Mehdi'nin çıkışı ile ilgili hadislerin ard arda gerçekleşmesi belirli bir döneme işaret etmektedir. Açıktır ki tüm alametlerin Hicri 14. yüzyıl başından (1979-1980) itibaren sırayla ortaya çıkmaları, içinde bulunduğumuz dönemin Hz. Mehdi'nin yeryüzünde bulunuş yılları olduğunu çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. (En doğrusunu Cenab-ı Allah bilir.) Ahir zaman alametlerine tanıklık eden insanlar, Allah'ın izniyle, Hz. İsa'nın ve Hz. Mehdi'nin gelişinin yakınlaştığını umut edebilirler. Her bir alamet, bize, çok kutlu bir dönemde yaşadığımızın hatırlatıcısıdır. Asırlardır beklenen bu tarihi müjde -Allah'ın izniyle- gerçekleşmek üzeredir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder