2 Nisan 2009 Perşembe

Yaşam Dergisi 5 (Fillerdeki Yaratılış Mucizeleri)

Afrika kıtasında birbirinden farklı birçok canlı bir arada yaşar. Bu canlılardan biri de fildir. Filler yaşadıkları sıcak ve zorlu ortama uygun olarak yaratılmışlardır. Bu canlıların özellikleri yakından incelendiğinde sahip oldukları yaratılış mucizeleri çok açık bir şekilde görülecektir.
Fillerin Sosyal Yaşamları
Filler genellikle sürü halinde dolaşırlar ve bir sürüde yaklaşık olarak 30 fil bulunur. Sürü, dişi fil tarafından yönetilir. Her sürüde, üyeler arasında çok büyük bir dayanışma yaşanır ve tüm üyeler sürüyü yöneten file karşı kesin bağlılık gösterirler.
Filler Nasıl Beslenirler?
Filler günde ortalama 225 kg ot yerler ve bu rakam, 30 filden oluşan bir sürü için günde yaklaşık 7.000 kg ot tüketimi anlamına gelir. Yiyecek tüketiminin yanı sıra kızgın güneşin altında yaşayan bu kadar iri cüsseli bir canlı için en büyük tehlike susuzluktur. Bu yüzden filler her gün su kaynağı bulmak zorundadırlar. Su ve yiyecek bulmak için gerekirse hiç mola vermeden 50 km yol alabilir ve 3 gün hiç su içmeyebilirler.
5 Ton Ağırlık Taşıyan Ayaklar
Dünyanın en büyük kara canlısı olan fil, yaklaşık 5 ton ağırlığındadır. Bu ağırlığına rağmen rahatça yürüyebilmesi, şüphesiz, özel bir sistem gerektirir. Filler. eğer biraz daha iri olsalardı bacakları onları taşıyamazdı. Ancak filler mühendislik harikası bacaklara sahiplerdir. Ağır olmalarına rağmen yere şaşılacak şekilde yumuşak basarlar. Parmak kemiklerinin altında minder görevi yapan esnek bir yağ tabakası vardır. Bu, filler için yaratılmış özel bir süspansiyon sistemidir. Bir minder gibi parmak kemiklerinin altına yerleştirilen bu tabaka, filin yere uyguladığı basıncın etkisini dağıtırken ayağını kolayca kaldırmasını da sağlar. Bu sayede, çok ağır olmalarına rağmen filler uzun mesafeleri rahatça yürürler. Fizik kurallarına göre, sivri topuklu ayakkabı giyen bir bayanın yere uyguladığı basınç, filin tek ayağıyla yere uyguladığı basınçtan daha fazladır.
Sessiz İletişim
Bilim adamları, uzun süre, fillerin iletişim sistemlerini inceledi. Yapılan araştırmalar, fillerin insanların duyamadığı ses tonları olan infraseslerle iletişim kurduklarını gösterdi. Araştırmalara göre filler infrasesler aracılığıyla 4 km'lik uzaklıktan rahatlıkla konuşabildikleri çok özel bir dil kullanıyorlar. Bilim adamları henüz 30 belirgin fil çağrısını tespit edebilmişlerdir. İnfrases, yanardağ patlamaları gibi doğa olaylarında geniş kütlelerin hareket etmesiyle oluşur. Bu, daha çok hissedilen türde bir sestir. İnfrases çok güçlü ancak düşük frekanslı bir sestir. İnsanoğlu bu sesleri ancak özel kayıt cihazlarıyla duyabilir. Önceleri en büyük deniz canlısı olan balinaların bu sesi çıkartabilen tek canlı oldukları sanılmaktaydı. Ancak fillerin de aynı yöntemle iletişim kurdukları sonradan ortaya çıkmıştır. Bilim adamlarına göre, filler infrasesler aracılığıyla, uzun mesafeli bir çağrıyı uygun hava koşullarında 10 km'lik mesafelere bile duyurabilmektedir. Bu olağanüstü durum, karşımıza, çok büyük bir alana yayılan dev bir iletişim ağı çıkarır. İnfrasesin asıl gücü ise, yol alma biçimidir. Dalga boyları kısa olan yüksek perdeli sesler, kısa sürede gücünü yitirir. Ama infrasesin dalgaları çok uzundur ve gücünü kaybetmeden uzun süre yol alabilir. Bu sayede filler, birkaç km'ye yayılan sürüleri bile rahatlıkla koordine edebilirler. Filler tehlike anında özel bir iletişim yöntemi daha kullanırlar. Örneğin bir gergedanla karşılaştıklarında... Tehlikeyi, ayaklarını sert bir şekilde yere vurarak meydana getirdikleri titreşimlerle diğer gruplara bildirirler. Bu sayede tehlike gelmeden önce gerekli önlemler alınmış olur. Kaslardan Oluşan Muazzam Yapı: Hortum
Hortum, bir filin en büyük yardımcısıdır. Fil, birbirinden farklı birçok işlemi hortumu sayesinde gerçekleştirir. Hortum sadece bir burun değil, filin herşeyidir. Herhangi bir nedenden dolayı hortum zarar görürse bu durum, kısa sürede filin ölümüne sebep olur. 1700'lü yıllarda bilim adamları fil hortumunun tek bir kas parçasından meydana geldiğini zannediyorlardı. Ancak modern araştırmalar, bilim adamlarını hayrete düşürdü. Çünkü insan vücudundaki kasların sayısı 639'u geçmezken bir fil hortumunda yaklaşık 50.000 kas olduğu ortaya çıktı. Üst üste eklenmiş halkalar görünümündeki bu kaslar, fillere sınırsız hareket kabiliyeti sağlamaktadır. Hortum, iki temel kas grubundan oluşur. Çapraz bağlantılı kaslar hortumun kıvrılarak her yöne dönebilmesini sağlar. Bu kas grupları ağır hareketlerin yapılmasına imkan verir ve bir kaldıraç gibi çalışır. Bazı kas grupları ise, en hassas hareketleri mükemmel bir kontrolle yapar. Bu bölge, insan parmakları kadar hassastır.
Bilim Adamları Filin Hortumunu Örnek Alarak Robot Kol Yaptı
Bilim adamlarının robot kol tasarlarken en çok zorlandıkları konulardan biri kolun hareket özelliğidir. Bir robot kolun işe yarayabilmesi için, o işin gerektirdiği tüm hareketleri yapabilmesi şarttır. Doğaya baktığımızdaysa, Cenab-ı Allah'ın doğadaki canlıların uzuvlarını, ihtiyaçlarını tam karşılayabilecek hareket kapasitesine sahip olarak yaratmış olduğunu görürüz. Bu konudaki en çarpıcı örneklerden biri de yine fillerin hortumudur. ABD'deki Rice Üniversitesi'nde yapılan robot kol, fil hortumunun ne kadar üstün bir yapı olduğunu daha net ortaya çıkarmıştır. Fil hortumunda iskelet benzeri tek bir yapı bulunmaz. Bu özellik, hortuma büyük bir hareketlilik imkanı ve hafiflik sağlar. Buna karşın robotik kolun bir omurgası vardır. Ayrıca fil hortumu her yere yönelebilecek kadar büyük bir hareket serbestliğine sahiptir. Oysa robotik kol sahip olduğu 16 bağlantı sayesinde sadece 32 çeşit hareket yapabilir. Tüm bunlar göstermektedir ki, filin hortumu ve diğer tüm özellikleri Allah'ın yaratma sanatındaki kusursuzluğu gözler önüne seren özel yapılardır. Tüm canlılarda olduğu gibi Cenab-ı Allah filleri de yaşayacakları ortama uygun olarak yaratmış ve üstün özelliklerle donatmıştır. Bu gerçek bir Kuran ayetinde şöyle bildirilmiştir: “Sizin yaratılışınızda ve türetip yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir topluluk için deliller vardır.” (Casiye Suresi, 4)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder